Kelime |
Açıklama |
Hareke |
عظم
|
yücelmek (Yüce bir duruma gelmek) |
عَظُمَ |
عظم |
ululamak (Ulu tutmak.) |
عَظَّمَ |
عظم |
iplemek (Saygı göstermek.) |
عَظَّمَ |
عظم |
saymak (Saygı göstermek) |
عَظَّمَ |
عظم |
büyütmek (Büyük duruma getirmek) |
عَظَّمَ |
عظم |
büyültmek (Bir şeyi büyük duruma getirmek) |
عَظَّمَ |
عظم |
kemik doku (Omurgalı hayvanlarda iskeleti oluşturan bir bağ dokusu türü.) |
عَظْم |
عظم |
kemik (İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimindeki sert organların genel adı.) |
عَظْم |
عظم |
ciddiyet (Ağır başlılık, ciddîlik.) |
عِظَم |
عظم |
azamet (Ululuk, büyüklük, görkem, heybet) |
عِظَم |
عظم |
irilik (İri olma durumu.) |
عِظَم |
عظم |
büyüklük (Büyük olma durumu, ululuk) |
عِظَم |
عظم |
semizlik (Semiz olma durumu) |
عِظَم |
عظم |
cesamet (büyüklük, irilik) |
عِظَم |
عظم |
değer (bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, kıymet.) |
عِظَم |